© SineKulis 2018
Yoksulluk,ümit ve acıyla yoğrulmuş bir hayat. Küçük bir çocuğun sınır tanımayan hayal dünyası. Bir şeker portakalının dostluğu,bir Portekizli’nin şevkati…
Çocuk olmak hiç anlaşılmamaktır. Çocuk olmak özgürlüğü arzulayıp,özgürlüğün içinde kaybolmaktır. Yediğin dayakları sindirip,ertesi gün yine haylazlık yapmaktır.
Vasconcelos’un ele aldığı bu romanda çocuk olacak,tozun toprağın içinde kalacaksınız. 1920 yılında Rio De Janerio eyaletinde doğan Vasconcelos “Şeker Portakalı” kitabını 1968 yılında okurlarına kavuşturdu. Orjinali Portekizce olan eser 16 dilde çevrildi ve büyük ilgi gördü.
Beş yaşında küçük bir erkek çocuğunun hislerini tercüme eden bu kitap,biz yetişkinlerinde empati kurmasını sağladı. Dahası mı bu dünyada ki en kötü şeyin sevgi yoksunluğu olduğunu bize bir kere daha hatırlattı.
Şimdi buraya kitabın baş karakteri olan,yaşı küçük fakat aklı büyük olan Zeze’nin küçük bir cümlesini bırakıyorum.
“Acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi. Ayakta ki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı kalbi baştan aşaga sancılara boğan ölmeyi arzulatan bir şeydi.”
İyi okumalar 🙂